Çavuş Kavramının Tarihsel Gelişimi

  • 24 Eylül 2021
  • 1.882 kez görüntülendi.
Çavuş Kavramının Tarihsel Gelişimi

En bilindik askeri rütbelerden olan çavuş, tarihsel olarak bakıldığında Göktürklere kadar dayanmaktadır. Orhun Kitabelerinde “çabış” şekliyle iki yerde geçmesiyle beraber, Uygur metinlerinde de rastlanmıştır.  Rütbenin askeri özelliği bulunsa da Çin kaynaklarında tesadüf ettiğimiz kadarıyla, elçilik görevinde de bulundukları hatta çabış kelimesinin, hüküm süren kağanlara da ünvan olarak verildiğini görmekteyiz.

Türklerin İslamiyeti kabul etmeden önce de pek çok farklı topluluğunun bu kelimeyi kullandığını gözlemlemekteyiz. “Çaüş, çöş, çavuşyar” gibi farklı kullanımlarına tarihsel metinlerde rastlamaktayız. Türklerin Müslüman olmasından sonra da kelimenin kullanıldığını görüyoruz. Kaşgarlı Mahmud, Divan-ı Lügati’t Türk isimli ünlü eserinde Karahanlıların bu ünvanı “çawuş” olarak telaffuz ettiğini yazmıştır. Öte yandan Selçuklulara baktığımızda kelimenin kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. 11. yüzyıl sonlarında yer ismi olarak, 12. yüzyıl sonlarında da bizzat has isim olarak görülmüştür.

İlhanlı, Samani ve Abbasi gibi Türk olmayan devletlerin de kullandığını gördüğümüz çavuş kavramı, Selçuklular ile çağdaş olan ya da olmayan bir çok devlet tarafından kabul görmüştür. Türk hakimiyetinde yer alan Arap toplulukları da bu kelimeyi “şaviş” şekliyle dillerinde kullanmışlardır. Yine Osmanlı Devleti’nin hakimiyetinde yer almış olan bir çok Balkan halkının dillerinde, hatta Rus, Leh ve Ukrayna lisanlarında da çavuş sözcüğüne denk gelmekteyiz.

Eski dönemlerde elçi, hükümdar ünvanı, devlet görevlisi gibi çeşitli şekillerde karşımıza çıkan çavuş kelimesi günümüz Türk ordusunda ise yaygın bir rütbe olarak varlığını sürdürmektedir.